İkili ilişkiler herkesin problemidir nedense. Kadını erkeği dost meclislerinin yegane konusu sevgililer, eşler olur.
Herkesin herkesle bir problemi var. Kimi ilgisizlikten yakınır, kimi aşırı ilgiden. Kimi çok kıskançtır, kimi aşırı titiz, kimi maçodur, kimi de aşırı light.
Kimse dört dörtlük olmadığı için de maalesef ilişkiler de dört dörtlük olamaz. Ama iki tarar da kendince ilişkiyi mükemmelleştirmeye uğraşır.
Bir de ilişkilerde yöneten taraf vardır. Nasıl ki bir taraf hep daha fedakar, daha çok seven taraf oluyorsa, diğer tarafta belki bilinçli, belki de içgüdüsel olarak bu duyguları kullanmaya başlar. Belki kullanmak ağır bir kelime, ya da şöyle söyleyeyim: İlginin tadını çıkararak yan gelip yatmak.
Yönetilen taraf, yönetenin suyuna gider sürekli. Baskın karakter yöneten olduğu için, yönetilen taraf her an bir kavga, her an bir huzursuzluk çıkabileceğinden, elinde çok kıymetli bir porselen tutuyormuş gibi davranır.
Bence bu yönetim hakları bölüşülmeli. Koca devletlerin bile iktidarlarını iki parti oluşturabiliyor. Bakanlıklar bu iki parti arasında adil şekilde paylaştırılıyor. Hatta iktidarı eleştirmek için muhalefet denen bir taraf da var. Milyonlarca kişinin yaşadığı koca ülkelerde demokrasi var da, iki kişinin ilişkisinde olamıyor.
Evet belki tek başbakan oluyor ama başbakan yardımcısı olan diğer partinin liderinin de neredeyse başbakanla eşit hakları oluyor.
Diyorum ya ben de ilişkilerde hak paylaşımı yanlısıyım. Örneğin kapris bakanlığı, istenilen yere gitme bakanlığı, huzursuzluk çıkarma bakanlığı, morali bozuk olma bakanlığı, ilgiye muhtacım bakanlığı, sürpriz istiyorum artık bu ne yavan ilişki bakanlığı, ben senin arkadaşlarını seviyorum sen de benimkileri seveceksin bakanlığı falan olsun. Tüm bu bakanlıklar ortak yönetilsin, bunların her birinde iki tarafın da eşit hakkı olsun.
Sadece aşk ilişkileri değil, hayatımızın içerisindeki diğer tüm insanlarla ilişkiler demokratik olarak yürüse kimsenin arasında problem çıkmaz. Bundan da adım kadar eminim...