Tuesday, January 31, 2012

ZİBİDİLERİN AŞKI :(


En son aşk yazısıyla  bırakmışım. Bıraktığım yerden başlayayım dedim ama sanırım başlayamıyacağım:(
Çünkü etrafımda aşk diye bir duygu göremiyorum ne yazık ki... Kimi  aşk aşk diye yırtınır, secretler yapar, aşk için herşeye hazırdır, razıdır.
Ama ne gelen vardır ne giden... gelenlerde insanı insandan uzaklaştıracak kadar gıcıktır, sinirdir.
Ne yapsın şimdi böyle aşk aşk diye yanıp tutuşanlar. Benim bir yakınım var çocuk kafasına uygun birini bulsa onu yaşatacak ama nerdeee gelen kızları elimde olsa ben bir kaşık suda boğarım o kadar yani...
 Kızlardan da soğumasın diye bi şey demiyorum ama devir kötü , yoksa  hemcins filan anlamam da...
İnsanlar kesinlikle iki yüzlü ve de bu insanları kadın olsun, erkek olsun çözmek artık mümkün değil bi tek onu anlamışım.. bu da bir şey:pp
Aşk  yaşadığını sanıp da aşkı hiç bilmeyenlere ne demeli, körler kör olduklarını bilmezlermiş o hesap.
 Adam aşık olup yada sanıp  evlenmiş genç yaşta, şimdi ikinci çocuk falan olunca bunalımda, ben bunları hep dizi konusu sanırdım da, amann diziler yanıbaşımızdaymış da  haberimiz yokmuş valla...
 Kadın evli o da çocuklu, kocasıyla sorunları var.. ikisini de tanıyorum ayrı ayrı ... Gel gör ki bunlar herkesin gözü önünde işi pişirmişler şaka gibi...
Şimdi bu durumlarını etraflarındaki insanlar biliyor, tabii ki aileleri dışında... elbette onların hiç bir şey umurlarında değil, bebekleri  büyütmeye çalışan büyük bir ihtimalle kendini unutmuş genç anne  evde delire dursun,  üstelik parasız bu zibidi,
şimdi elinde bebeğinin arabasıyla zırt pırt adamı rahat bırakmayan bakımlı güzel kadının  kendisine ve kendini de ona aşık sanıyor:(
 Çünkü onu şimdilik hep sokaktaki haliyle biliyor
 ha ha ne yazık ki:((
 Bunlar kendileriyle birlikte, aileleriyle  minicik bebeklerini   sürükledikleri bu uçurumun farkına vardıkları zaman çok geç olmayacak mı?
Ailelerine yaptıkları bu samimiyetsizliğin çıkacak faturasının  vebali   bebeklere yazık değil mi?...
 Şimdi buna  aşk dersek ; gerçek aşka, gerçek  sevgiye çook haksızlık etmiş olmaz mıyız?

ALMAN' DAN AL HABERİ

Şu aşk denen şey olmasa bu dünyada daha az insanın karnı doyacaktı.
Neyse ki var da, insanlar az buçuk evlerine bir şeyler götürebiliyorlar.
En aygın aşk geçim alanı çöpçatan şirketler. Hala da zengin müşteri portföyüyle tam gaz devam ediyorlar.
Sonra buna bir de buna kazanova eğitim birimleri eklendi, eminim bunların kadınlar için hazırlanmış versiyonları da vardır. Sonuç: Daha çapkın bir bekar güruh.
Dolaylı yoldan aşk mevzusuna destek veren alanlar da var: Güzellik salonları, kuaförler, bir de tabii psikologlar.
Ve tüm bunlara bir yenisi eklendi: Ayrılık ajansı.
Alman bir işadamı, kim bilir ne kadar hasılat yaptığı bu şirketle, eşleri ya da sevgililerinden ayrılmak isteyen ancak bunu onlara söyleyecek cesareti olmayan kişilere hizmet veriyormuş.
Ayrılık konusunun fiyat tarifesinde iki farklı iletim yolu var:
Sempatik ya da doğrudan.
Tahmin ediyorum, aşırı kuvvetli olan tarafa doğrudan haber verme yöntemi uygularken, zayıf ve sulugöz olanlar için sempatik yöntem daha çok tercih ediliyordur.
Ayrılığın da sempatiği nasıl oluyorsa. Artık oyuncak ayı aracılığıyla mı oluyor, sempatik minik notlarla mı bilemiyorum.
Bir de bildirim şekiller var: 20 Euro karşılığında telefonla arayarak, 50 Euro karşılığında ise bizzat görüşerek..
Şimdiye kadar hiç olumsuz tepkiyle karşılaşmadığını da belirtmiş ayrılık elçisi.
Bir tepkiyle karşılaşmadığını söylemesi normal. Ben şahsen bu adam aracılığıyla terkedilen bir eş olsam halime şükrederim.
İlişki başlarken en önde olan bir erkek, benden işi ayrılığı muştulamak olan bir adam aracılığıyla ayrılıyorsa varsın ayrılsın zaten.
Ayrılmak istediğini söyleyecek zerre cesareti olmayan birinden ayrılmak beni o kadar da üzmez böylece. O yüzden de ayrılık elçisine zarar vermek için bir neden kalmıyor ortada.
Dolayısıyla bu şekilde terkedilenlerin bu adama aşırı duygusal tepkiler vermemesi çok normal. Herkes oh be kurtuldum diye sevinmeye başlıyordur çünkü.
Dürüst ve açık olunması gereken bir konuda olduğu için bu yeni iş alanı bana çok samimiyetsiz geldi, hiç hoşlanmadım. Kazanova eğitim kursları bile daha sempatik gelmişti bana, en azından nispeten daha iyi bir amaca hizmet ediyorlar.
Ama ayrılık iletim merkezi.... Yok yok tasvip edilemez...
Böyle ayrılan sevgiliye kaba kuvvet uygulanması için de başka bir merkez açılabilir. Alman iş adamı bu konuya da bir eğilsin derim:)
HÜP NOT:
MERHABA, DOĞUM MESAİSİNDEN SONRA YENİDEN BURDAYIM.
BENİ MERAK EDİP SORAN, MAİL ATAN HERKESE TEŞEKKÜRLER...
 ARTIK YENİ YAZILARDA GÖRÜŞMEK ÜZERE...

Related Posts with Thumbnails