Wednesday, January 21, 2009

EBRU ŞALLI SENDROMU


Geçen sabah televizyon açıktı, kanallardan birinde Ebru Şallı programına denk geldim. Ebru' li Saatler... sabah ben tek gözüm kapalı, ayılma çabalarında o canlı yayında pilates yaptırıyor. Yaza kadar karnınızı dümdüz yapacaz puf puf, hadi bakalım bayanlar diyor tahta gibi dümdüz karnıyla puf puf (sesli nefes:)) ... karnıma baktım boğazıma bir şey düğümlendi, ayol bu karın yaza değil, öbür yaza bile dümdüz olmaz ya... Kendimi berbat hissetmeme sağolsun çok yardımcı oldu.
Keşke onun gibi mükemmellik takıntım olsaydı dedim içimden, bir iki hareket çabam oldu ama geceliğimle halının üstüne yatamadım :pp, zaten hareketlerde başarılı olmak için bayağı bir çalışmış olmak lazım yani. Neyse pilatesten, milatesten vazgeçtim derken, pilates programından konuklara geçti. Konuklarla da sağlıklı yaşam maşam , dengeli beslenme falan bay geldi ve ben sağlıksız kahvaltımın başına geçtim, ( biraz peynir,bi dilim ekmek,bir fincan çay) ama kendimi berbat hissetmeye devam...neyse dört dörtlük Ebru hanım öğleden sonra Deryalı Günler programının konuğu olarak tekrar karşımızda, ahçının makarnayı pişirmesini bekliyor, acıkmışmış, makarnayı çok rahatlıkla yiyebilirmiş çünküm sabah1 saat pilatesini yapmış, ara öğün meyvasını yemiş, yeşil çayını içmiş o yüzden tamammış yani...
 Bilmem kaç baskı yapan kitapları, yeni üretmeye başladığı çiçekli çocuksu taçları ( hep kafasında) , pilates hocalığı, yemek uzmanlığı, aşkı kocası, anneliği ve aklıma gelmeyen diğer yaptığı işlerle yurdumuzun Victoria Beckham' ı olarak dört dörtlük imajıyla evlerimizden çıkmayacağa benzer. Çekememezlik değil benimkisi, doğal bir kadın gibi davranabilse ve birazcık mütevazı olabilse belki severiz biz de yerli Victoria' mızı...
Related Posts with Thumbnails