Monday, January 19, 2009

KAFA ÜTÜLÜYORUM...

Bugün evde temizlik vardı, arada kadın alıyorum, yoksa ipin ucu kaçacak, yakalamak beni benden alır valla :pp . Aslında kadın kelimesi de temizlikçiler için kullanılan yegane laf. Mesela kadın diyorum ama bizimkinin yaşı benden küçük büyük ihtimalle. Apartman görevlisinin eşi.
Taşındığımızdan beri o geliyor. 5 ay falan oldu yani. Ütü yapıyor. Memnunum genel olarak ama geçen sefer bir bardak kırdığından ve bana söylemediğinden şüpheleniyorum. Aslında malı kıymetli bir tip değilim, ama ben olsam kesin söylerdim dediğim şeylerin bana söylenmesini bekliyorum. Çünkü takınca takanlardan olduğum için evde dört dönüp, nerdeki bu bardak diye arandım. Bugün evi arayıp, ya kırıldı mı ona göre takımı bozmamak için yenisini alacağım diyecektim, unuttum... Öyle saf saf dolandım ki evde, yatağın altına bile baktım, hani gece yanımıza su alıyoruz, bir şekilde yere koyduk, kaldı mı öyle diye. Söyle hele, sen sağ ben selamet, canı sağolsun, Allah'ın cam bardağı. (Hoş tabanı böyle çiçekli falan pek şekerdi:pp). Ama diyorum ya, ben olsam söylerdim. Yine de hakkını yemeyeyim, gardrobumun içini mum yapmış mum, valla öyle düzenli görünce kendimden utandım. Herşey yerli yerindeydi ama onun yaptığı olmuyor işte. Sağolsun varolsun :)
Neyse bir önceki evimizdeki kadın, o evin sahibinin kadınıydı. Yani güvenilirlik tam. Biz anahtar verdiğimiz için en azından tanıdık birine geliyor olması kesin koşul. Eski apartmandakilerin çoğuna da o geliyordu. Ütü de yapıyordu. Fakat nasıl geniş kadın. Kafasına göre bazı yerleri yapıyor, bazı yerleri şişiriyor. Bir de asla ev toplamazdı. Bizim ev dağınık değildir aslında ama örneğin sabah pijamamı alalacele çıkarıp, dürüp sandalyede bırakmışım mesela. Ev temiz, ama o pijama sabah bıraktığım gibi aynen duruyor. Örneğin laptopu pufun üzerinde bırakmışız, aynen duruyor. Santim oynatmamış. Bazen halıların altını veya az kullanılan bir odayı süpürdüğünden ( malikane değil canııım o ev 4 odaydı, şimdi 3) şüphelendiğim için test yapardım. Halının altına ufak bir toz parçası, odanın halıfleksine bir iplik parçası gibi. Neyse o konuda bir açığını yakalamadım. Sonra yeni eve taşınırken devam edelim dedim, kocama sorayım, gelebilir miyim car curt. Geleceği mesafe de öyle aman aman bir yol değil. Soruş o soruş, bir daha aramadı beni. Ayıp etti…Hatta her hafta alsanız 65 olurdu ama siz iki haftada bir alıyorsunuz diye 70 alıyordu. Yuhhh diyorum hala. Gelmeyeceksen de gelmeyeceğini haber ver bari. Ben de mel mel bekliyorum, ha bir gün ha yarın arayacak. Kek kafam.
Fakaat benim bir numaram ilk kadınımdır. Ben evlenmeden önce 1 sene çok yakın arkadaşlarımdan biriyle yaşadım. O da ayrı bir yazının konusu olsun. Oraya da yine çok yakın bir arkadaşıma gelen bir kadın geliyordu. Ya nasıl eli çabuk, nasıl temiz. Bir de biz iki kızdık ya, söylemesek de bize yemek yapardı. Ütü de yapıyordu. En komik yanı evi öyle kafasına göre toplardı ki, benim eşyalarım arkadaşımın dolabından, onunkiler benden, ev terlikleri bir yerlerden çıkardı. Ama ben evlendikten sonra haftaiçi çocuk bakmaya başladı, haftasonları da bana uymuyor diye ayrıldık. Çok düzgün kadın valla, bir gün çocuğum olsa da bakacak birini arasam onu düşünürüm.
En son olarak kocamgilin benim kadınlara yazdığım notlara çok güldüğünü belirtmeden geçemeyeceğim. Böyle emir kipi bir tip olmadığım için nasıl rica minnet notlar, yaparsınız sevinirimler, zahmet olmazsalar. Camların bir kısmını bu sefer, kalanını diğer sefer silerseniz çok mutlu olurumlar. Duyan bedavaya iş yaptırıyorum sanır. Mesela bardak mevzusunu not olarak yazacaktım da, telefon açayım tüm nazik ses tonumla sorayım, yanlış anlaşılmasın dedim, yarım aklımla unuttum onu da.
Ohooo çook uzatmışım ben konuyu yahuu, o zaman bu yazıdaki anahtar kelimeleri bulun, benden size ütü hediye:)))
Related Posts with Thumbnails