Friday, January 9, 2009

KONUŞMANIN BU KADARI

Geçen akşam televizyonda zaplarken Hülya Avşar’ ın söyleşi programına denk geldim.
Konuğu ünlü psikiyatrist Yankı Yazgan. Öyle böyle değil, adam üstelik de profesör.
Ben de konuk hatırına izlemeye başladım. Bari kulağıma iki faydalı kelam girsin diye.
Günümüz çocuklarının gidişatı ve okulla olan ilişkileri konusunda hararetli bir konuşma yapıyorlar.
Daha doğrusu Hülya Avşar konuştukça konuşuyor, konuştukça konuşuyor. Ve tabii kimse ona dur diyemiyor. Yankı Yazgan’ ın tipini falan bilmesem, bu Avşar kızı kime böyle bilgelik yapıyor diyeceğim.
Size şöyle söyleyeyim, zaten toplasanız kaç dakikalık bir program, rahat bir beş dakika hiç durmadan fikir beyan etti.
Kendi soruyor, kendi cevaplıyor. Değil mi diyor, sonra karşısındakinin cevap vermesine fırsat vermeden kendi görüş bildirme seansına devam ediyor. Hah Yankı Yazgan tam burada araya girer dedim her seferinde, yok bölemedi adam.
İşin özü şu, Avşar’a göre çocuklar okulla çok haşırneşirmiş, hiç beyin jimnastiği, düşünce geliştirme falan fıstık tarzında aktivitelere vakit kalmıyormuş.
Neymiş bu aktiviteler dersiniz: Bilgisayar oyunları!..
Çünkü bu tip oyunlar zihni geliştirirmiş, farklı düşünmeyi sağlarmış...
Neyse ki Yankı Yazgan laf bu civarlardayken olaya bir dur dedi de, ben de derin bir nefes aldım.
Bu tip oyunların faydasından çok zararı olduğu, zaten çok standart ve değişmeyen bazı kurallar dahilinde yapıldıkları için hiç de beyin jimnastiği falan yaptırmadıkları, aksine çocukları düz düşünmeye ittiğini gayet cool bir şekilde anlattı. Üstelik tüm bunların tıbben de defalarca kanıtlandığı sözlerine ekledi.
Bizimki hiç bozuntuya vermeden aynen devam etti, ama şöyle söyleyeyim ne dese Yankı Yazgan bir cevap yapıştırdı.
Neyse sonuna kadar dayanamadım ben. Ama Yankı Bey’in verdiği cevaplarla sunucuyu pohpohlamak yerine doğru bildiğini söylemesinin benim acayip hoşuma gittiğini itiraf etmeliyim.
Bir de tüm bunların üzerine gazetede Hülya Avşar’ ın kızına eskidikçe ayakkabı aldığını, şimdilerde ayakkabısı delindiği için almak zorunda kaldıklarını, yoksa gerekmedikçe bir şey almadıklarını, hiiççç doyumsuz yetiştirmediklerini anlatmış. Off demek istiyorum...
Related Posts with Thumbnails