Monday, February 9, 2009

SAĞLIKLI YAŞAM MI ?



Artık sağlıklı yaşam sayfası olmayan gazeteler, gazeteden sayılmıyor. Meğer ne kadar da bu konuda uzman doktorumuz varmış da bizim haberimiz yokmuş. Gün geçmiyor ki nasıl sağlıklı yaşanır, nasıl sağlıklı kilo verilir konusuna rastlamayayım. Sürekli onu yiyin, bunu yiyin, aman sakın şunlara elinizi bile sürmeyin sürmanşetleri. O spor mu bu spor mu? Bunları okudukça farkediyorum ki, ben ölmüşüm. Hakikaten ölmüşüm yani.. Öyle uzuuun yaşayıp torunlarımın torunlarını görme şansımı çoktan yitirmişim. Bu şekilde beslenmekten ve yaşamaktan hemen şimdi vazgeçsem bile, artık bir kazancım olmaz zannediyorum. Zaten güzel olan her şey zararlı, insanın içinin kaldırmadığı her şey de yararlı. Mesela adaçayı, mesela yeşil çay.. Ben normal çayı da sevmem zaten, adasını, yeşilini nasıl seveyim. Bir kere çok boğazım ağrıyordu da adaçayı birebir dediler, kandım içtim. İyi gelse iyi, çayı bitirene kadar akla karayı seçtim. O kadar şeker koymama rağmen tuhaf mı tuhaf bir tadı var. Yeşil çayı ise hiç denemedim zaten. Bir de sürekli sebze yiyin, kırmızı etten uzak durun, beyaz ete yönelin diyorlar. E güzel. Sebzelerin %90’ ını yerim. Beyaz etli de en az kırmızı et kadar yakınım, severim yani. Ama insan da sürekli yeşil yerse yeşerir, sürekli balık yerse de yüzgeçleri çıkabilir diye bir endişem var açıkçası. Yani hepsi leziz yiyecekler ama bir ömür de abur cubursuz geçmez ki. Televizyonda en sevdiğiniz programı izlerken 3-5 bisküviyi ağzınıza atarken kahvenizi yudumlasanız fena mı olur yani? Ya da çok acıktığınız bir akşam yemeğinde pizza.. Ama ne mümkün, hepsi yasak. Bir de spor tarafı var olayın. Hiç hazzetmediğim. Benim doğam gereği sporla pek aram yoktur. Hani yürümeyi severim ama uzun boylu değil. Bu ara bir salonda spora başladım ama o da biraz bünyem spor görsün diye kendi kendimi teşvik etmemle oldu. Diyeceğim bu sağlıklı yaşam kurallarına öğün atlamadan, düzenli yemek dışında pek uymuyorum. Abur cuburu da seviyorum, her türlü sebzeyi de eti de yiyorum. Çünkü bu gazetelerde boy boy çıkan sağlıklı yaşam kurallarını pek de önemsemiyorum. İnsan kendini nasıl mutlu hissediyorsa öyle yaşamalıdır bence. Yani her akşam bir fincan kahve içmekten zevk alan biri, sırf kahve zararlı diye bu keyfinden vazgeçecekse, geçmesin. Elbette her şeyin çoğu zarar ama bunları kurallar silsilesi haline getirmenin, gazetelerin yaptığı gibi (ki benim burnuma ticari kokular geliyor) işi iyice abartmanın de pek de bir anlamı yok. Zaten ne demişler kurallar çiğnenmek içindir:)
Related Posts with Thumbnails