Tuesday, October 20, 2009

BİR HABERCİLİK DESTANI!!!

Ne avel bir milletiz.
Dün haberleri izlerken gülsem mi dedim, yoksa ağlasam mı.
Ali Kırca’lı Show Haber açık televizyonda dün akşam. Diyarbakır’daki salgınla ilgili çok ciddi haber yapıyorlar sözde.
Ama aksine ciddiyetsizlik almış başını gidiyor. Yok benim iki satır aklım başımda, cahil halk ne yapsın.
Önce anons edildi, muhabirimiz bilmem kim Diyarbakır’dan domuz gribi olan evden canlı yayında diye.
Hooop bilmem kime bağlandık. Aşağıda koskoca harflerle DOMUZ GRİPLİ EVDEN CANLI YAYIN yazıyor. Sanki kremalı börek, sütlü çörek. Başlığa bak.
Meğersem zaten evde gripli kişlerin daha tahlil sonuçları gelmemiş. Yani domuz gribi olabülür de, olmayabülür de. Muhabir sivrisi koltukta battaniyeye sarılmış yatan çocuğun ağzına kadar eğilmiş, röportaj yapıyor. Sonra bir de çocuğun babası, ablası, abisi falan var, bunlar da biz biz idik 32 kız idik , inci gibi dizildik misali, hasta çocuğun ayak ucuna tünemişler. Yok boğazımız yanıyor, yok başımız ağrıyor diyorlar.
Neyse geçmiş olsun ,umarım sıradan bir griptir. Bu insancıklara bişey demiyorum, ama bu televizyoncuların da aklına uymayın yaaa.
Sonra tabi bizim avel muhabir bu boğazı yanan çocuklarla da burun buruna birer röportaj gerçekleştirdi. Ne o habercilik olayı mı oldu şimdi.
Diyelim bu aile domuz gribi. Bu muhabir de hastalanmayacak mı, eve gelip evdekileri, uçağa binip uçaktakileri, ne bileyim girdiği her yerdeki herkesi hasta etme potansiyeli olmayacak mı?
Ama Ali Kırca her haber bülteni sonunda arka kapak mıdır nedir, üfürükten teyyare duygusal bişeyler anlatıp duruyor. Bir gün de nasıl gazetecilik, habercilik yapılır, o konuya değinsin rica edicim o buğulu sesiyle!!!
Related Posts with Thumbnails