Saturday, January 30, 2010

KEREVİZ VE DEVEKUŞU :)

Nedense gereksiz bilgiler, gereklilere oranla daha fazla ilgimizi çeker. Yani işimize yarayacak, belki bize önemli bir kültürel birikim kazandıracak bir ayrıntıyı öğrenmektense, asla işimize yaramayacak, sadece beynimizde gereksiz laf kalabalığı yaratacak ayrıntıları öğrenmeyi tercih ederiz.
Hadi gereksiz bilgiler diyoruz da, sonuçta bunları birileri araştırmış. Bu araştıranların hayattaki misyonlarının kapsamını çok merak ediyorum açıkçası.
Neyse aslında gereksiz de görünseler aslında eğlenceli sonuçlar ortaya çıkıyor. Ben de geçenlerde, internetteki en popüler gereksiz bilgi sitelerinden seçilen bazı haberleri okudum. Beynimin gereksiz bilgiler bölümüne büyük katkıda bulunmuş oldum böylece.
Örneğin hipopotamların insandan daha hızlı koşmaları, sümüklüböceklerin dört burnu olması, bir devekuşunun gözünün beyninden büyük olması gibi bazı zoolojik ayrıntıların yanısıra, bir kilo limonda, bir kilo çilekten daha fazla şeker bulunması veya kereviz yerken harcanan kalorinin, kerevizin içindeki kaloriden daha fazla olması gibi bazı bitkisel ayrıntılar falan.
Ben bunların bazılarını biliyormuşum zaten. Devekuşu meselesi zaten artık bir dünya gerçeği haline geldi ki aslında gözün beyinden büyük olması meselesi sadece devekuşu familyası için geçerli değil bence. İnsan ırkının gözü de az büyük değil hani:)
Sümüklüböcek konusuna gelirsek, zaten hayvanın adı üstünde. Dört burnu olmasının sonucu olarak sümüklüböcek olmuş zaten. Yani bu konuda da fazla kafa yormaya gerek yok.
Ama ciddi ciddi benim en çok ilgimi çeken kereviz meselesi oldu. Kereviz hiç yemem.Tadını sevemedim gitti. Gerçekten yemesi zevksiz ve tatsız bir sebze olduğu için yerken iki ters bir düz takla atmak gerekiyor ki, böylece içerdiği kaloriden daha fazla kalori harcanıyor. Yani ne kadar da sevmesem rejim için sanırım en ideal sebze. Sadece kereviz yiyerek kalori sayısını eksili rakamlara bile düşürebiliriz:)
Okuduklarım arasında kedilerin beyninde 32 kas bulunduğu, tarantulaların iki buçuk yıl yiyeceksiz yaşabildikleri, Marilyn Monroe’nun altı adet ayak parmağı olduğu ayrıntıları da vardı. Ama ben bu detaylara artık dayanamıyorum, ve yazıyı bitiriyorum.

Related Posts with Thumbnails